IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Hepimiz birden sevinemeyiz. (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/387879-hepimiz-birden-sevinemeyiz.html)

Melodram 17 Mart 2012 03:32

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Uyumayı çok severim ama uyuyamam.
Sevdiğin birçok şeyden mahrum kalmak gibi bir şey bu uyumak.
Bilmem ne zaman uğrar, düzenli bir şekilde bana.
'' Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. ''
Cümleleri geliyor aklıma, bir Kayra'm olsa, gelse dese;
- Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun.
Sonra o da gitse.
Bu kadar detaya girmeme gerek yok, bu hafta bir güzel ders çalışırım.
Sonraki haftada sınavlar başlıyor, ee haydi bir uyuma bakalım.
Bir uyuma da görelim o zaman seni!
Çalışmak + uyku + iyi not + iyi ortalama = İzmir.
Matematiği hep sevmişimdir.
Bilinenler bir tarafa, bilinmeyenler bir tarafa.
Hiçbir şey yapamıyorsak türevini alıp sıfıra eşitlemek kadar keyif veren bir şey yok.
Uykuykuykuykuykuykuykuykuykuykuykuykuykuykuykuyku.
Bu arada uyuduğum birkaç saat içinde, yüzünü hiç göremediğim bir adamla hep mutluyuz. Benim durum uykumun gelmesi değil de, o adamla sarılıp yürümek için sabırsızlanmak. Onun için istiyorum bir an önce uyumayı, çok bekletiyorum.
Şimdi sağ elimin kuvvetle çarpabileceği konumda biri olsa,
- Sana Nurhayat konuşması yapayım mı? diyerek sırtına geçirirdim.
'' Rıza benim kaderim, alnıma yazılmış bir isim, koluma vurulmuş bir damga, sırtıma yapılmış bir dövme, kalbimde bir kılıç yarası, doğmamış çocuklarımın babası. ''
desem, oh koptum yine hayattan.


tengri 17 Mart 2012 04:42

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
yatmadan önce üzerinde "teadium vitae" yazan zippomla yaktığım sigaranın dumanı, hep şu soruyu getirir aklıma, hangi yoldan gitmek isterdin ? kinyas'ın mı yoksa kayra'nın yolundan mı ?

zor bir karar değil mi. gece kinyas olarak yatıp, sabah kayra olarak kalkmak.

kimdik peki biz, neydik ? aslında cevabı yine onun içindeydi ;

sorarlarsa "ne yaptın bu dünyada " diye.. rahatça verebilirim yanıtnı! "yalnız kaldım, kalabildim. 6 milyonun arasına doğdum ve hiç birine çarpmadan geçtim aralarından!" "Oşın" : )

esekherif 17 Mart 2012 14:04

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Melodram 20 Mart 2012 13:11

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Biraz saçmalayacağım iyi geliyor.
Gibi gibi..
Mutluymuşum gibi değil, mutluyum.
Güzel şeyler oluyor, mesela güneş açıyor her gün,
sıcaktan bunalanlar oluyor.
Mesela akşam buz kesiyor yine hava, üşüyenler sarılabiliyor birbirine.
Güzel işte, değil mi?
Güzel şeyler oluyor, mesela kuşlar çok neşeliler.
Kediler bu ay içindeki görevlerini yerine getirmenin haklı gururunu yaşıyorlar.
Kimisinin kuyrukları kesik ama ölmemek için koşuyorlar, güzel işte.
- Ama değilmişim gibi.
İşte bunu söyleyince sanki her şey boka sarıyormuş gibi geliyor.
Size de öyle oluyor mu? Her şey çok güzel gidiyor, sonra adı batasıca bir şarkı çalıyor.
- N'oluyoruz ya?
O zaman dinlemeyeceğiz, zaten kulaklarımızdaki iç sesimiz bize bir ömür yeter. Şarkıların gözü kör olsun diyoruz ama, içimiz?
Tuhaf.
En kötüsü de budur zaten, tuhaf. Garip şeyler oluyor, çok garip.
İç sesim kabalaşıyor, ulan olmadığın yerde var gibisin, olduğun yerlerde yoksun sen.
Aklın yok en önemlisi.
Mutluyum demekten çekiniyorum, hoş çekinecek bir şey yok.
Ama mutsuz olduğum yanlarım çok üstüme geliyor.
- Lan bir yürü git, psikopat seni! ( İçimdeki canavar )
Sanki oscarlık bir oyun içindeyiz, öyle mutluyuz ki bütün oyuncular.
Bir yandan da rolüne kendini kaptırmış kötü adamlar var, onlar olmasa..
Neyse, hiçbir şey umrumda değil.
Bir yere kadardır her şey, ömrün de bir yere kadar, ömründe yer kaplayanlar da bir yere kadar.
Hepsi bir yere kadar gelirler seninle.
Belki de o yerdeyiz, neden zorluyoruz?

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Hayatını ölç bakalım kaç cm?
Bu cümleye başlarken şimdi bir mesaj geldi, ağzım kulaklarıma kaçıyor.
- Tutun!
Ah bir de parmağım acıdı.
Dün bir hayli yayıldı bu parmak durumu, kendim tatlı değilim belki ama canımın tatlı olduğu konusunda çok iddialıyımdır.
Haklıyım, derin kesildi biraz.
- Biz ne yaralar gördük reis, parmak kesiği nedir ki?
diyen olmuştur eminim.
Görenler pek öyle demedi!
- Oha Cansu nasıl becerdin bunu?
Babacığım İzmir'den geldi dün, oyş. Her gün telefonda arayıp güzel kızları buldun, dönesin yok diye diye döndürdüm adamı!
Kapıyı açtım,
- Benim kızım parmağını kesmiş, gazetelerde okudum.
+ Evet baba, çok kötü ( burada çocuklaşıyorum ) ve arkadan annem
> Sosyeteye rezil oldu, arkadaşı aramış sen tost yaparken parmak kestiysen yemek yaparken toprağa koyarız demiş.
- Oy oy kızım.
Neyse burada ben gülme krizleri geçiriyorum tabii !
İzmir'den ne getirir insan?
Balık!
İzmir kokuyordu babam, Karşıyaka kokuyordu. Çıldırasım geldi o an, neden o kokuyor da ben kokmuyorum!
Burayı da geçelim, of bir yazasım gelmiş.
Ha ciddi anlamda cicili bicili bir günlük alasım geldi.
Şey bir de dans kursuna yazıldık.
Eyvahlar olsun, gideceğiz bugün, hoca taş.
Biscolata erkeği gibi ehe.
Bizzat tango eğitimi almak istiyorum sizden diyeceğim!
Hep beraber halay çekelim ya da bilemedim.
Bak şimdi keyfim yerine geldi, zaten yerindeydi.

'' Ben de bir aşk var onu hep yanlış kalplere bıraktım.
Ben de bir aşk var onu soğuk yataklarda harcadım.
Tutuk dileğimi neden köksüz ağaçlara adadım.
Ben de bir aşk var onu hep kırık yelkenlere bağladım. ''

Buraya kadar her şey iyi giderken, şu cümleyle beni bitiriyor ve bir yanım cızz ediyor.
Nefesim kesiliyor gibi oluyorum, nedensiz.
Belki de çok nedeni vardır ama asıl nedeni kalabalıkta bulamıyorum.

Senin gökyüzünde benim yerim yoktu..
T U H A F.

Melodram 21 Mart 2012 22:37

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Ne güzel eğlendik, güldük ve şimdi pert oldum.
Yok yok moral bozmaya gerek yok.

-Vize Tarihleri-
26 Mart - Enformatik
27 Mart - Matematik
28 Mart - İktisat
29 Mart - Çeko
30 Mart - İdare Hukuku
31 Mart - İngilizce
3 Nisan - İşletme
5 Nisan - Sosyoloji
6 Nisan - İnkılap & Türk Dili.

En babaları her zamanki gibi ilk haftaya serpmişler hem de ard arda.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
İşin en kötü yanıda sınavların çoğu sabahın köründe, benim yeni yeni uyuduğum saatte sınava girmiş olacağım yani.
Neyse efenim bunlar bitsin, sonra ben biteyim.
20 Nisan'da Beyaz Show'dayız.
Ondan önce Eskişehir'e gidiyoruz alışverişe, Mayıs'ta doğum günüm.
Mayıs sonu finaller, Haziran bitiş.
Aylık kalkınma planı gibi, oy.
Sonra da tatil demek istiyorum, gitmek demek istiyorum.
Gidiyorum sonra, oh.
Bir de şarkımı söyleyeyim,

'' Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum, yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var?
Tabii ki ben böyle olduğum için bahar.. ''

Melodram 23 Mart 2012 11:26

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mona?
Senin de keyfine diyecek yok be ablacım.
Benim de öyle!
( Yalan )
Bir şey yazmayacağım, fotoğrafı görünce laf olsun diye geldim.
Bir daha gelirsem 2 olsun.
Yaz bunu!
Sinir yaptım ya birden, uykusuzluktan.
Gözlerimin çevreleri kıpkırmızı, profesyonel makyaj uzmanlarının elinden çıkmış gibi.
Neyse, benden nefret edebilirsiniz.
Çünkü ben sizin duymak istemediğiniz yanınızım.
Pek güzel oldu.
Biraz uğramam bu tarafa, işime gelir.
Birazda biz gülelim.

GueSt 23 Mart 2012 11:28

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
Monalisa aşmış kendini keyfe bak :)

Melodram 27 Mart 2012 23:55

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
Resmen yarın sınav var.
Yarından sonraki günde var, yarından sonraki günden sonraki günde var, yarından sonraki günden sonraki günden sonraki günde var, yarından sonraki günden sonraki günden sonraki günden sonraki günde var.
Nasıl ama?
Bu arada haftasonuda YGS var, ay çok heyecanlıyım.
- Neden?
+ Nasıl bir şaka yapacaklarını merak ediyorum!
Geç onu geç, keyifler nasıl abla?
- Gıcıııır.
Tamam görüşürüz.


Melodram 30 Mart 2012 13:28

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 


Bu haftayı bitirdik, pek iyi oldu.
Yarın İngilizce var, ağlamak istiyorum yine uyku yok.
Ve Pazar günü, asla uyandıramayacak kimse beni, hayatla ilişkimi keseceğim.
Pazartesi boş olmam da ayrı bir keyifli olacak.
Ozan'la Didem'i de yolladık Eskişehir'e dün, şimdiden özledim.
Cuma günü vizeler biter, anında Eskişehir'deyiz.
Arkadaşım barda işe başlamış, çok iyi oldu bu, güzellik yapar bize.
Büyük ihtimalle kalacağız 1 gün ve sonra Gamze'm Muğla'ya gel diyor.
Eh tabii hatun alıştı oralara, Ankara'yı gözümü görür.
Tam emin değilim ama onun yanına da gidebilirim.
Çok seviyorum, içimde çok büyük bir sevgi patlaması var.
İnsanları geçtim.
Kuşu, böceği, kelebeği de.
Metro raylarını seviyorum, kırık kaldırımları, üzerindeki büyükşehir belediyesi yazısının bir kısmı silinmiş ve sevgili isimleriyle dolu bankları, midemi ağzıma getiren salıncakları, kayarken hızımı alamayıp çakıldığım kumu, karşıdan karşıya geçerken önüme serilmiş yaya geçidini seviyorum.
Falan filan işte.

Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan, nasıl da bağladın beni?
Göksel patlıyor, acil Uzaktan - Yalnız kuş.
Aşırı özlem.
Farkındaysan oturup melankoli yapmıyorum.
- Hayır olamaz, kaybediyorum yeteneğimi. ( Oh iyi iyi )
Çav bella..
- aklıma sardım seni.

Melodram 31 Mart 2012 20:33

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bazen böyledir işte, bazı insanlar için.
Hiç gitmeseler keşke dersin, bazen öyle çokturlar işte.
Hepsini yanında istersin, söylediğin her şeyi duysalar keşke dersin.
Sonra biri gelir, çok olan her şey kaybolur gider.
Hiç ses seda yoktur o taraflarda.
Geleni öyle bir seversin ki,
Gelene öyle bir bağlanırsın ki,
Geleni öyle bir büyütürsün ki gözünde,
Gelene öyle bir sarılırsın ki,
Ve sonunda gelen öyle bir gider ki,
Ne olduğunu asla anlayamazsın.
O da anlamamıştır zaten seni, neden bunları yaptığına anlam verememiştir.
Neden beni seviyor diye düşünmüştür binlerce kez.
Neden bu kadar bağlı bana diye kendinde bir kusur aramıştır günlerce.
Beni gözünde büyüttüğü kadar, büyük biri olmadığımı ne zaman fark edecek diye kendi kendini bitirmiştir çoğu kez.
Ve sonra, bu salak kadın eğer gidersem beni anlayacak diye, gitmiştir.
Hep böyle olur ya, neden şaşırırız ki?
En az bir kez hepimiz kof bir ceviz tanesi olduk ve yuvarlandık ayaklar altına, kabul etsek de, etmesek de..
Bu böyle.
*
Uyuduğum belli oluyor dimi?
Evet uyudum, hem de öyle güzel uyudum ki.
Çok soğuk ama hava, ciddi soğuk, aşırı.
Utanmasam eldivenlerimi takacaktım bugün, bahar geldi hop! diyesim geliyor.
Burası Ankara, alışamadın mı hâlâ?
Yarında YGS var, dilimden düşmüyor bu ama nedeni var yani.
Çok sevdiğim arkadaşlarım yarın ter dökecek, bu sefer umarım bir sorun çıkmaz da kimsenin morali bozulmaz.
Eğer bu konuya girersem, ÖSYM'den girer, bilmem neyin partisinden çıkar, isyan ederim.
Çok pis.
'' Hayat sevince güzel, sevince tatlı günler,
bir kuşu, kelebeği, bir taşı sevin yeter. ''
Bu filmi de izleyesim geldi!
Ayşeeee!
- Ömeeeeeer kardeşim!
Bir gün sokağa çıkıp bu şarkıyı söylemek istiyorum, bakalım kaç dakika içinde polis beni etkisiz hale getirecek.
Yok öyle el ele tutuşup hep bir ağızdan şarkı söylemek.
Biz omuz omuza küfür etmeyi biliriz sadece.
Çav.




Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:51.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net