IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Hepimiz birden sevinemeyiz. (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/387879-hepimiz-birden-sevinemeyiz.html)

VenceRemoS 07 Mart 2012 15:49

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
Ne güzel gülüyorsun,
Oysa çok gülenlerin
Yüreğinde keskin bir acı saklıdır...

Maksim Gorki

esekherif 07 Mart 2012 15:54

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
kısık bir şarkıdan
yuvarlanıp
buraya geldim
alışmaya çalıştığım şey
gidememek

VenceRemoS 07 Mart 2012 16:00

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
Önümüze Her Zaman 2 Secenek SunuLur..
Mavi hapmı Yoksa Kırmızı Hap mı ?
Yani iLLa Bu Hayatta ''Hapı Yutacağız'' :)

Melodram 10 Mart 2012 17:09

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Biliriz, anlık unutkanlıklara yarar şişeler.
Belki de daha çok hatırlamamıza sebep olur, bile bile yürürüz ateşe.
Yaptığımız her şeyin bedeli vardır ve bunu da ağır ödeyeceğimizi bile bile devam ederiz.
Önümüze dizdiğimiz boy boy ve renk renk şişelere anlatmak için derdimizi, sıvarız kolları.
Önce bir yudum alırsın, elbette kesmez, yavaş gideceğine söz verirsin kendi kendine.
Yavaşta gidersin birkaç dakika, sonra nedense zaman hızlanır.
Hızlandırılmış anlar gibi, elin bir şişeye bir ağzına gider durur, saniye başına belki de 3 yudum çekersin.
Kafanda bir şeyler uçuşur. Midende doktorasını tamamlayan kelebekler, yavaş yavaş boğazından tırmanırlar beyine.
Ve beyindekiler midedekiler kadar da masum değildir. Heyecan değil, acı çektirmek için gelmişlerdir.
Oldum olası koyu renkli kelebeklerden korkmuşumdur. İşte bunlar onlardan, yok öyle rengarenk çiçeklerin, dalların üzerine konan kelebeklerden. Tükendi onlarda, bir tutam ömürlerinin içine sıçtım ve defolup gittiler.
Neyse işte, bu duruma da alıştırdım kendimi.
Sonuç olarak, şişelerde anlamıyor beni.
Zaten anlamayacaklarını biliyordum, hepimiz biliyoruz, yani zorlamanın da pek anlamı yok.
Hani hep çalışırken çizeriz ya yazılanların altını, işte öyle yapıyorum.
Altını çiziyorum yine, daha çok nefret etmemi sağlasın diye.
Altını çiziyorum ki, hiçbir zaman gözden kaçırmayayım, yapılanları.
Hiç unutmayayım diye, en fosforlu kalemle çiziyorum durmadan.
Bıkmıyorum.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sonra bir şey daha söylemek istersin.
Öyle çok konuşmuşsundur ki '' derdini '' anlasın diye, belki 2 saat, belki 3..
Hiç durmadan, beni anla diye bağırmak istemişsindir, olmaz.
Sesin de yavaş yavaş kısılmıştır.
Boğazında düğümlenen cümlelerin vardır bilirsin, o beynindeki koyu kelebekler de ısrar ediyordur '' susma '' diye.
Ama susarsın..
Cevabın olmadığından değil, cevabını umursamadıklarından susarsın.
Sonra düşünürsün, cidden boş birçok şey.
Okuyorsun değil mi? Keyfin yerinde.
Seni düşünen, yanında olan bir ailen var değil mi? Tuzun kuru.
Canın sıkıldığında, hissedip kapını çalan dostların var değil mi? Bulup da bunama.
Ve sustuğunda sakın korkma, böyle daha çok şey anlatacaksın.
Demek ki böyle daha çok anlayacaklar.
İçinden de bir şeyler kopar gider ya, bu sefer içimi de kopardım.

'' I'm not scared! ''

Melodram 11 Mart 2012 15:43

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bir Pazar gününün bu kadar güzel geçeceğini hiç düşünmezdim.
Arkadaşlarımla hep konuşurdumm bu Farabi programını ama biz Eskişehir'e gidelim diyorduk, az önce bir bakayım dedim ve baktım, şu an renkli kelebekler midemde!

Anlaşmalı Üniversiteler
- Anadolu Üniversitesi
- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
- Dokuz Eylül Üniversitesi
- Ege Üniversitesi

Tabii bunlar benim bulunmak istediğim şehir oldukları için yazdım, yoksa liste uzun. Hayatımda en çok İzmir'de yaşamayı ve yaşlanmayı istedim, yaşlanmak için değil ama bir bölümünde yaşamak için neden olmasın.
Şu an bütün planlar değişti sanırım, eh zaten annemde bıktı benim oflamalarımdan.
- Gitseydin keşke, böyle mutsuz olacağına diyor, ehe kıyamam.
Hemen Gizo'yla konuşalım bu durumu, çalışmaya başlayalım.
Ben ve İzmir!
Bunu düşünmek bile herhalde seneye kadar mutlu olmama sebeptir.
Evde var artık orda, tamamdır ya.
*
Bu arada hava her Pazar olduğu gibi kapalı, yağmurda gelecek gibi.
Çıkıp deli gibi ıslanıp, mutluluk naraları atabilirim.
Ne garip bir durum, bir yandan üzülüyorsun ama diğer yandan da öyle mutlu ve heyecanlısın ki.
Eh tabii şu an hangisi ağır basıyor, gayet net.
Kendim için..


esekherif 11 Mart 2012 15:46

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
Selam ben gizo, nasıl yardımcı olabilirim?

Melodram 13 Mart 2012 00:57

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
Bir gökyüzüne bakıyorum, bir hayata, bir insanlara.. Dikkatim dağınıktı bu yüzden hep. Böyle olmaması gerek, bu yanlış hayat, diyordum acemi sesimle, çocuk sesimle. Yaşadıklarımı anlıyordum ama tecrübe dedikleri o şey bir türlü oluşmuyordu bende… Etraftakiler öyle öfkesiz, öyle dikkatliydiler ki onca yıl boşuna yaşadığımı hissettiriyorlardı sanki bana. Konuşmak soyunmaktı benim için. Anladım bunu, anladım. Kendim olduğum ve yaşadıkça tecrübe edemediğim, onca yıl boyunca kendimi dünyanın en soğuk gölgelerinin arkasında gizlemediğim için üşüdüm hep ve hiç olmadık zamanlarda utandırıldım tecrübesiz kendimden..
Demiş Cezmi Ersöz Burası Bir Dünya yazısında, tabii bir kısmı bu.
Hiç uykum yok, olsa güzel olurdu.
Uykumda düşünmediğimi sanıp avuturdum kendimi.
Hiç uykum gelmiyor, gelse güzel olurdu.
Pek güzel olurdu hem de, şahane.
Bir o kadar da yorgunum, ama neden uykum yok anlamıyorum.
Gerçekten istiyorum normal saatler uyumayı, hatta uyumayı istiyorum be, adam akıllı.
Saatlerce, ölü gibi, nefessiz, yorganın altında.
Boğulmak istiyorum belki de.




VenceRemoS 13 Mart 2012 23:28

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
İnsanları yaktınız
ateş utandı.
İnsanlık utandı.
Hani adaletin kestiği parmak acımazdı.
Acıdı.
Yanan canlar yine yandı.
Hep yandı.
Devlet hala utanmadı
adalet utanmadı..

Melodram 15 Mart 2012 00:43

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Leon nerden düştü aklıma bilmiyorum, sadece seviyorum.
Sevebileceğim bir şeyler oluyormuş yani, insanlar değil, insan değil.
Uydurulan şeyler, hayal ürünleri, ütopyalar.
Uzak olan bir şey, dokunamadığım mesela.
Ulaşamamak daha çok bağlıyor.
Daha çok yaklaşıyorsun, daha çok seviyorsun.
Bazen dibindedir ama çok uzaksındır, haberin bile yoktur ne yaptığından, öyle garip şeyler işte, bir şeyler yani.
Herhangi bir şey/ler.
Küçücük boyunla büyük seversin ya, belki de ezilirsin.
Ya da kocaman boyunla seversin biraz, sevgi ezilir gider, ruhun bile duymaz.
Şiir okumak istemiyorum artık ya da oraya buraya savrulan yazılar, sıkılıyorum.
Anlam nedir diye düşünüyorum ben, ne ki bu?
Yani nedir ki bu, kalkıp birilerine bunu verirsin, anlamı.
Bazen de dersin anlam veremiyorum, pek karışık oldu.
Zaten karışık, yalan değil.
Bu kadar büyük sarılabilseydi biri bana, daha çok karışırdım ve buna razı olabilecek kadar da karışığım.
- Hoop Recep usta ortaya bir karışık, dese biri de gitsek.
Fena olmaz.




esekherif 15 Mart 2012 01:12

Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
 
leon dut ağacının gölgesinde büyüdü
ben fındık bahçesinde

sonra
bir hamlede yuttu gece
gündüzü
kocaman ağzıyla

siyanürle çıkaracağım
seni
karanlıktan

sahi neden bana dut yedirmedin hiç ?


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:52.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk