Çevrimdışı

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İşsizlik Fonu’nun faiz gelirleriyle 1 milyon kişiye istihdam yaratılması önerisine hükümet tarafından destek verildiğini belirterek, bununla ilgili hükümetin çalışma başlatacağını açıkladı.


IV. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’nı değerlendiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 1 Nisan’dan başlamak üzere, 2 yıl süreyle, tüm Türkiye’de, her ilave istihdam artışında, tüm sosyal güvenlik priminin, fon kaynağından karşılanması önerisine hükümetten destek geldiğini açıkladı. Hisarcıklıoğlu, Hükümet'in bu konuya sıcak yaklaştığını bununla ilgili çalışma başlatacağını kaydetti.

Bu sayede ilave 1 milyon kişiye istihdam sağlanabileceğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, bu önerinin mali yükünün Fon’un sadece yıllık faiz geliriyle karşılanabileceğini söyledi.

DAMLAMA SULAMA YÖNTEMİNE ZİRAAT BANKASI’NDAN SIFIR FAİZLİ KREDİ

Ayrıca, şurada zorunlu istihdam üzerindeki yükler konusunda Başbakan Erdoğan’ın çalışma başlatılması yönünde talimat verdiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “GAP Bölgesi’nde sulamayla ilgili talep geldi. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, sulama kanallarının yer altına alınacağını, doğrudan gelir desteği ve ürün teşvik kapsamında sulama ile ilgili çalışma yaptıklarını söyledi. Başbakan, damla sulama yöntemi ile sulama yapacak çiftçilerin Ziraat Bankası’ndan sıfır faizle destek alabileceğini de belirti” diye konuştu.

Serbest bölgelerin eski önemini kaybettiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, bu bölgelerdeki sıkıntıların artarak devam ettiğini vurguladı. Serbest bölgelerde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için de Başbakanın, Maliye Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Hazine Müsteşarlığı’na talimat verdiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, çifte vergiler, enerji tüketimi ve imalat sanayi sorunları için Dış Ticaret Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı’nın, Serbest Bölgeler Kurulu ile bir araya gelerek sorunların çözülmesi için çalışacağını söyledi.

Hisarcıklıoğlu, yaşanan mikro ekonomik sorunlarla ilgili adım olarak da hükümetin adımlar atacağını ifade etti.

 

Çevrimdışı

Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından yeni sözlükler ile eski sözlüklerin geliştirilmiş baskıları hazırlanıyor. Sözlükler arasında, 1945 yılından bu yana 10. baskısı yapılan Güncel Türkçe Sözlük'ün günün ihtiyaçlarına göre genişletilip güncelleştirilmiş baskısı da bulunuyor.


TDK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Recep Toparlı, kurumun internet sitesinde, yürütülen sözlük çalışmalarına ilişkin bilgi aktardı.
Aralarında 1945 yılından bu yana 10. baskısı yapılan Türkçe Sözlük'ün yeni baskısının da bulunduğu sözlüklere ilişkin çalışmalar şöyle:
Güncel Türkçe Sözlük: 1945 yılından bu yana 10. baskısı yapılan Türkçe Sözlük, kurum tarafından güncelleniyor. Söz konusu sözlüğün günün ihtiyaçlarına göre genişletilip güncellenmiş baskısı üzerindeki çalışmalar sürüyor.

37 YILLIK ÇALIŞMANIN ESERİ

Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü: Sözlük, kurum tarafından daha önceleri yalnızca Türkçe kelimelerin bir araya getirilmesiyle hazırlanan Tarama Sözlüğü'nün genişletilmiş biçimi olarak gerçekleştirilecek. 13, 14 ve 15. yüzyıllarda yazılmış üç yüzü aşkın Arap harfli eser, 1970 yılından bu yana taranarak yaklaşık 1 milyon 200 bin fiş hazırlandı.
Yaklaşık 37 yıllık bir çalışmanın eseri olan bu fişler, TDK arşivlerinde kaderine terk edilmişken yeniden elden geçirilerek yayıma hazırlanıyor.
Çalışmanın sonucunda en az on beş ciltlik bir sözlük ortaya konulacaktır. Yalnızca Türkçe kökenli değil o dönemlerde kullanılmış sözlerin tamamını içine alacak olan bu sözlükte kelimelerin yazılış ve anlam farklılıkları ayrı ayrı gösterilecek.
Derleme Sözlüğü: Türkiye Türkçesi ağızlarından derlenmiş kelimeleri içeren Derleme Sözlüğü'nün genişletilmesi ve Genel Ağ ortamında kullanıma açılması tasarlanıyor. Üniversitelerdeki bilim adamlarıyla eş güdüm içerisinde hazırlanacak bu çalışma, bölgelerin söz varlığının canlandırılmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayacak.

BATI KÖKENLİ KELİMELER SÖZLÜĞÜ

Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü: Seçkin yazarların eserlerinden taranarak oluşturulacak Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü'nün de en kısa zamanda tamamlanması tasarlanıyor. Bu sözlük çalışmasında 10'a yakın bilim adamı görev yapıyor.
Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü: Taramalara dayalı yeni eklemelerle hazırlanan bu çalışmanın da en kısa sürede yayımlanması düşünülüyor.
Resimli Okul Sözlüğü: Özellikle ortaöğretim öğrencilerine yönelik olarak hazırlanan bu sözlük üzerindeki çalışmalar tamamlandı. Sözlük, 2007 yılı içinde yayımlanacak.

Osmanlı Türkçesi Sözlüğü: 20 bilim adamı tarafından hazırlanmakta olan bu sözlüğün bütün malzemesi bir araya getirildi ve işlenmeye başlandı. Bu çalışma ile Osmanlı Türkçesi'nin en kapsamlı sözlüğünün oluşturulması amaçlanıyor.

 

Çevrimdışı

CHP Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'ya, “THY'nin, kadın kabin memurlarının 3 yıl hamile kalamayacağına ilişkin sözleşmesinin cinsiyet ayrımcılığı olduğunu kabul ederek, THY nezdinde girişim başlatacağınızı belirtmiştiniz. Girişimde bulundunuz mu, aldığınız sonuç nedir?” diye sordu.


Çerçioğlu, TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde,THY'de 800 kadın kabin memuruna imzalattırılan ve “3 yıl hamile kalamazsın” denilen sözleşmede, bu kabin memurlarının hamilelik durumunda sözleşmelerinin tek taraflı feshedileceğinin yazılı olduğunu kaydetti.
Kamu personel alımlarında cinsiyet ayırımcılığı yapılmamasına ilişkin ”personel temininde eşitlik ilkesine uygun hareket edilmesi” konulu Başbakanlık genelgesinin yürürlüğe girdiğini; bütün kamu kurum ve kuruluşlarına da gönderildiğini ifade eden Çerçioğlu, şu soruların yanıtlanmasını istedi:
“Genelge kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmesine rağmen, neden THY yönetimi bu genelgeyi uygulamamakta direniyor?
THY'de yaşanan bu kadın ayrımcılığı, başka kurumlarda da yaşanmakta mı?
Birleşmiş Milletler (BM), ayrıca BM Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve uluslararası sözleşmelerdeki cinsiyete dayalı ayırım yapılamayacağı ilkesine rağmen, THY'nin bu tutumu karşısında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olarak ne gibi çalışmalarınız olmuştur?
Bu konuda daha önce verdiğim soru önergeme yanıtınızda, THY'nin, söz konusu sözleşmenin hamilelikle ilgili maddesinin mevzuatımıza, BM, CEDAW ve uluslararası sözleşmelerde belirtilen cinsiyet ayrımcılığı yapılamayacağı ilkelerine aykırı olduğunu kabul ederek, THY nezdinde girişim başlatacağınızı belirtmiştiniz. Girişimde bulundunuz mu; aldığınız sonuç nedir?”

 

Çevrimdışı

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, BM Güvenlik Konseyi toplantısına katılarak, Tahran yönetiminin nükleer programına ilişkin bilgi vermek istediği bildirildi.


Devlet televizyonunun haberinde, "Ahmedinejad, İran'ın barışçıl sivil nükleer programı hakkında BM Güvenlik Konseyine bilgi vermeyi planlıyor" denildi.
Haberde, "İran Dışişleri Bakanlığına göre Ahmedinejad'ın, bir sonraki P5+1 toplantısına da katılabileceği" kaydedildi. "P5+1" toplantıları, İran'ın nükleer programına ilişkin olarak BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın katılımıyla düzenleniyor.
Televizyonun haberinde, Ahmedinejad'ın katılmayı planladığı toplantının tarihi veya bu toplantıya davet edilip edilmediği gibi ayrıntılar yer almadı.
İran'ın uranyum zenginleştirme programını durdurmaması üzerine daimi üyeler ve Almanya, bu ülkeye yönelik yaptırımların genişletilmesini görüşmeye başlamıştı. BM Güvenlik Konseyi geçen Aralık ayında İran'a karşı sınırlı yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırmış ve uranyum zenginleştirmeyi 21 Şubat'a kadar durdurmaması halinde yeni yaptırımlara başvuracağı uyarısında bulunmuştu. Bunun üzerine BM Güvenlik Konseyinde yaptırımların genişletilmesine yönelik taslaklar müzakere edilmeye başlandı.

 

Çevrimdışı

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, “Tüm halkımızı bizi milletçe birleştiren İstiklal Marşımızın ifade ettiği madde ve mana etrafında birlik olmaya ve İstiklal Marşımızın ruhunda yeniden milli bağımsızlığımıza sahip çıkmaya çağırıyorum” dedi.


Yazıcıoğlu, İstiklal Marşı'nın kabulünün 86. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemizin içte ve dışta kuşatıldığı, milli ve manevi değerlerimizin çiğnendiği, gençlerimizin ruhsuzlaştırılmaya çalışıldığı, en önemlisi ülkemizi bölmeye ve parçalamaya çalışanların su yüzüne çıktığı bu dönemde İstiklal Marşımızı tüm benliğimizde hissederek daha gür bir sesle okumak ve manasına uygun hareket etme mecburiyetimiz vardır” görüşünü vurguladı.
Bugünün anısına milletin tüm fertlerini ruhunun tüm derinliklerinde hissederek İstiklal Marşı'nı okumaya davet eden Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:
“Milli şairimiz 'Acaba İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?' diyenlere 'Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklalini tehlikeye düşürmesin ve bir daha onu istiklal marşı yazmaya mecbur etmesin' diyerek cevap vermiştir.
Mehmet Akif'in o gün ne demek istediği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Milletimizin tüm hissiyatına tercüman olan bu marşı yazdığı için milli şairimize bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyor, Allah'tan rahmet diliyorum.
Tüm halkımızı bizi milletçe birleştiren İstiklal Marşımızın ifade ettiği madde ve mana etrafında birlik olmaya ve İstiklal Marşımızın ruhunda yeniden milli bağımsızlığımıza sahip çıkmaya çağırıyorum.”

 

Çevrimdışı

Denizli'de bebeğini doğurduktan sonra apartman boşluğuna attığı iddiasıyla gözaltına alınan kadın tutuklandı.


Akkonak Mahallesi 1794. Sokak'taki bir apartmanda, gayrimeşru ilişki sonucu hamile kaldığı bebeğini kendi başına doğurduktan sonra apartman boşluğuna attığı öne sürülen M.T. (32), çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Apartman boşluğundaki bebek cesedini dün binanın bodrum katında oturan ailenin 14 yaşındaki çocuğu bulmuştu.
Apartmanda araştırma yapan cinayet bürosu ekipleri, M.T'yi gözaltına almıştı. M.T'nin suçunu itiraf ettiği belirtilmişti.

 

Çevrimdışı

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza, Türkiye'nin, PKK konusunda Washington'un yükümlülüklerini 'yerine getirmediğine' ilişkin tepkilerinde 'haklılık payı bulunduğunu' söyledi.

Bryza, "Bizim, somut sonuçlar göstermemiz gerek. Sadece Türk hükümeti değil, tüm Türk toplumu da, somut sonuçlar istiyor"dedi.

Bugün Atina ziyaretine başlayacak olan Bryza, Kathimerini gazetesine konuştu.

PKK konusunda, ABD-Türkiye-Irak arasında sonuç getirecek işbirliği gerektiğini vurgulayan Bryza, 'tek taraflı hareketlere karşıyız' ifadesini kullandı.

Bryza, Kerkük konusunda ise kararın Irak halkında olduğunu söyledi.

Bryza, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'in, Kuzey Irak için 'Kürdistan' demesini de değerlendirdi.

Bryza, "Söz konusu bölgeyi, bizzat Iraklılar öyle adlandırıyor. Rice, Irak sınırları dışında bir bölgeden bahsetmiyordu'' dedi.

Rum yönetiminin Akdeniz'de petrol arama kararını da değerlendiren Bryza, bölünmeyi destekleyen hareketlerin çözüm çabalarına yardımcı olmadığını söyledi.

CNNTURK

 

Çevrimdışı

İstanbul'da sahte ve kullanım süreleri geçen ilaçların piyasaya sürülmeye çalışılması konusunda gözaltına alınan 43 kişi, adliyeye sevk edildi.

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki sorgu ve işlemleri tamamlandı. Üsküdar Adliyesine gönderilen 43 şüpheli, savcılıkta sorgulanacak.

Kaynak : Anadolu Ajansı

 

Çevrimdışı

Geçen yılki ‘kürsüdeki bıyıklı çocuk’ krizi, bu 23 Nisan’da tekrar yaşanacak. Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecine denk gelecek Öğrenci Meclisi Başkanı, bu kez 20 yaşında bir imam hatipli

Geçen yıl, 21 yaşındaki imam hatipli öğrencilerin siyasi mesajlarıyla tartışmaya neden olan Türkiye Öğrenci Meclisi’ne bu yıl da yine imam hatipliler damga vuracak. 81 ilden seçilen Öğrenci Meclisi temsilcileri arasında, 6 imam hatip öğrencisi var. Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecine denk gelen Öğrenci Meclisi’nin, Milli Egemenlik Haftası’nda yapılacak toplantısının geçici başkanlığını, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yine bir imam-hatipli üstlenecek.

BU DA 20 YAŞINDA

Türkiye Öğrenci Meclisi’nin dördüncü toplantısı, nisan ayında kutlanacak olan Milli Egemenlik Haftası’nda TBMM’de gerçekleştirilecek. Öğrenci Meclisleri Yönergesi gereğince, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in konuşmalarının ardından oturumu, yaşça en büyük üye olan 20 yaşındaki imam hatip öğrencisi Muhammet Döngel yönetecek. Oturum, Meclis TV tarafından canlı yayınlanacak.

EN BÜYÜK ÖĞRENCİ

2007 Meclisi’nde Ankara, Konya, Malatya, Zonguldak, Adıyaman ve Erzincan’dan seçilen temsilciler imam hatip liseli. 10 Haziran 1987 doğumlu Zonguldak temsilcisi Muhammet Döngel, TBMM Başkanlık Divanı’nda “geçici” olarak başkanlık koltuğuna oturacak. Meclis’te daha sonra başkanlık seçimine geçilecek.

Bu yıl en genç üye Muş’tan. Vali Adil Yazar İlköğretim Okulu’ndan 11 yaşındaki Kardelen Sönmez, Meclis’in en küçük üyesi oldu. Meclis’te 31 kız öğrenci var.

KRİZ OLMUŞTU

ÖĞRENCİ Meclisi’nin geçen yıl yapılan oturumunun geçici başkanlığını, İbrahim Seyhan adlı 21 yaşındaki Erzurum Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi üstlenmişti. Öğrencinin yaşı ve politik mesajlar içeren konuşması, tartışma konusu olmuş, AKŞAM’ın manşetinde yer almıştı. Seyhan, Meclis kürsüsünden “Önümüze engel değil, dağ değil, taş değil ne koyarsanız koyun biz en zirveye çıkacağız” demişti. Baykal, “bıyıklı çocuk” tabirini kullanmış, Arınç “Bu öğrenci milletin öğrencisidir” demişti.

Nasıl seçiliyor?

DEMOKRASİ Eğitimi ve Okul Meclisleri Yönergesi’ne göre, ilk ve orta dereceli okullarda “Okul Meclisi Başkanı” seçiliyor. Sandık kurulları öğretmenlerce oluşturuluyor. İl Öğrenci Meclisi kendi arasında başkan seçiyor. Bu seçimi Milli Eğitim Müdürlüğü görevlisi yönetiyor. İtiraz halinde görevlinin kararı kesin kabul ediliyor.

 

Çevrimdışı

Türk Silahlı Kuvvetleri hedef alındı
Yaşar Okuyan, Kanaltürk’deki canlı yayında Hulki Cevizoğlu’na çarpıcı açıklamalarda bulundu


Haber: Yüksel MUTLU

HürParti lideri Yaşar Okuyan “andıç” haberinin, TSK’yı yıpratma tezgahının bir parçası olduğunu söyledi. Hulki Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu’na konuk olan Okuyan, son andıç olayı ve Evren’in eyalet sistemi ile ilgili sözlerini değerlendirdi.

Okuyan: Andıç olayı Şemdinli’nin uzantısı

Hür Parti lideri Okuyan “andıç” olayının, TSK’yı yıpratma tezgahının bir parçası olduğunu söyledi

Vatandaş da böyle düşünüyor
Programda düzenlenen ankette izleyicilere, “Son andıç olayı Silahlı Kuvvetleri yıpratma operasyonu mu?” sorusu soruldu. Ankete 9 bine yakın izleyicinin yüzde 99’u “Evet” karşılığını verdi.


Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Kanaltürk Televizyonu’nda yayınlanan Ceviz Kabuğu programına konuk olan Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, son andıç olayı ve 7.Cumhurbaşkan’ı Kenan Evren’in eyalet sistemi ile ilgili sözlerini değerlendirdi. Okuyan, “Birileri TSK’yı Şemdinli’den beri sürekli gündeme getiriyor. Şu an Türkiye içten ve dıştan kuşatılmış, AKP ve TSK karşı karşıya getiriliyor. Bu son andıç olayı, TSK’ya düzenlenen tertibin devamıdır. Bu acemi yazının basına sızdırılmış olması acı ama amacı gerçek” diyerek andıç olayına tepki gösterdi.

Sızdırılması çok acı
Hulki Cevizoğlu ise şunları kaydetti: “Bu acemi yazının basına sızdırılmış olması bile acı ama amacı gerçekleşiyor. Amacı gazetecileri askere düşman etmek. Türkiye Cumhuriyeti. Karşıtı olan AB’yi bile ne pahasına olursa olsun destekleyenler ... Zamanlaması çok önemli dediniz doğru. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi TSK’yı sessizleştirmek. Basını da sana düşman ediyoruz. Sen geçmişinde de darbecisin şimdi de basına böyle not veriyorsun.” Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan ise Cevizoğlu’nun sözlerine destek verdi. Okuyan: “Tüm değerlendirmelerinize katılıyorum. Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetten verdiği ‘Hükümet de gazetecileri andıçlıyor’ biçimindeki haberi hükümet hemen yalanladı. Andıçsa bu da andıç. Yazılı halde olunca andıç oluyor, peki Başbakan bazı gazetecileri devletin uçağına almayınca olmuyor mu? İster yazıya dökün, ister dökmeyin ne farkı var?” diye konuştu. Programda daha sonra 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in eyalet sistemi açılımları tartışıldı.. ‘Yeni Osmanlı Tuzağı’ adlı kitabın yazarı Cengiz Özakıncı da programa telefonla katıldı. Özakıncı, “Türkiye’nin intihar eğiliminde bir siyaset içinde olduğunu düşünüyorum” diyerek şöyle devam etti: “Üniter devlet karşıtlığı ve federasyonculuk bizde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD ile işbirliği yaptığı gün başlamıştır. Yani Osmanlı adına bulayarak, inanç federasyonu adına bulayarak güzel görünmesi sağlanmıştır. Bu, 1947’de başlar. PKK’nın eyalet tezleri de CİA’nın 1947’deki tezidir.” Özkıncı’nın kitabında yer verdiği 1981 yılı Mart ayında TSK’ya sunulmuş bir deneme raporu da masaya yatırıldı. Raporun, 12 Eylül dönemi ile Kenan Evren’in bugünkü açıklamalarına paralel bir çizgi göstermesi ilginçti. Bu yazıyı değerlendiren Hür Parti Genel Başkanı Okuyan, “1981 Mart’ında yazılan bu raporu okuyunca dehşete kapıldım. ’Her il merkezi kendi içinde yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donatılmış meclislere sahip olmalıdır’diyor. Bu tam bir devlet yetkisidir. Yani devlet kuruyorsunuz...” dedi.

AB fonlarından yararlanmadık!

Dev Genç liderlerinden Nedim Öztaş ulus devlete sahip çıkalım çağrısı yaptı

Programa telefonla bağlanan eski Dev Genç ileri gelenlerinden Nedim Öztaş ise 12 Eylül de birbirine kırdırılan sağ ve sol görüşteki gençlerin bugün geldikleri çizgiyi anlatış biçimi, izleyiciler tarafından büyük destek gördü. Öztaş şöyle konuştu: “Atatürk asla sağcı değildi, Atatürk asla solcu değildi. O emperyalistleri dara getiren mazlum bir devrimciydi. Bugün ülkemiz, ‘Sevr demokrat, Lozan faşisttir’ diyenlerin saldırısına uğruyor. Uluslar arası emperyalizmin emrinde ve onun silah ve desteğiyle saldırıya geçenler bugün dağda dolaşıyor ya da sokaklarda kapkaççı saldırıları sürdürüyor. Her aile babası Mete Han’dır. Çözümü, çocuklarımızı bu bilinçle yetiştirmektedir.

Birliği bozmak istiyorlar
Ben 12 Eylül’den sonra Almanya’da firar gezdim. Dedem Çanakkale Savaşları’nda kör oldu. Ben Avrupa’da Avrupa fonlarından yararlanmadım. Öğretmenliğim yaptırılmadı, boyacılık yaptım. Kardeşim İzmir’de silahlı çatışmada öldürüldü. Mustafa Kemal asla sağcı ya da solcu değil, Kuva-i Milliyeciydi. Mazlum ülkeler devrimcisi idi. Türkiye, Türkiye’den yönetilmelidir. Bugün Kuva-i Milliye şehitlerini saygıyla anıyorum. Ulus devlete sahip çıkmalıyız. Ben de Okuyan gibi Mamak’ta yattım. Bunlar soğuk savaşın sonucudur. Bugün, Asya haini Talabani ve Barzani çeteleri PKK’yı kullanıyor. Barzani’ye ‘benim liderim’ diyen İbrahim Güçlü benim sınıf arkadaşım idi. Ekmeğini yediği toprakların bir zerresi hatırına Barzani’ye ‘liderim’ demesini esefle kınıyorum. Bu açıklamalar üzerine Yaşar Okuyan, “Belki 12 Eylül öncesinde emperyalizmin kışkırtmasıyla boğaz boğaza geldik. Sayın Öztaş’la aynı şeyi söylüyoruz. Onlar duvarlara ‘Bağımsız Türkiye’, biz ‘Milliyetçi Türkiye’ yazıyorduk. Aslında aynı şeyi istiyorduk. Hala deniyorlar ve bu birliği bozmaya çalışıyorlar” dedi.

YENİÇAĞ
__________________